24 Ağustos 2010 Salı

Aurelio Transferi

Beşiktaş milli takımın direk oyuncusunu alarak yetersiz olan yerli oyuncu kalitesini yükseltmiştir.Ve Schuster'in sisteminde çok önemli yeri olan önlibero bölgesi için eski temposunda olmasada Aurelio'yu alarak çok iyi bir transfer yapmıştır.

Evvela Aurelio'nun nasıl bir tip futbolcu olduğunu,hangi özellikleri barındırdığını tanımlayalım.Ve bunun üzerinden Schuster'in sisteminde neler yapacağı konusuna değinelim.Aurelio eski temposunda olmasa dahi şu anda en iyi "yerli" defansif orta saha oyuncusudur.Aurelio'nun top kapma becerisi çok yüksektir.Çabuk ve çevik oluşu bu becerisindeki en önemli etkenlerden.Zayıf bir görüntüsü olmasına rağmen son derece güçlüdür,fiziğini iyi kullanır ve dayanıklılığı yüksektir.Oyun bilgisi ve sezileride gayet iyi.Bu defansif özelliklerinin yanında Aurelio'yu farklı kılan ise bir önlibero olarak ortalamanın üzerinde bir teknik kapasite ve pas yeteneğine sahip olması.Ayrıca duran toplarda rakip kalede attığı sürpriz kafa golleride hücum adına ekstrası.

İspanyol basınında 2 hafta kadar önce Schuster'in arkadaşı olan Betis başkanından Aurelio'yu bizzat istediği haberleri çıkmıştı.Schuster'in Saraçoğlu'nda oynanan Türkiye - Romanya maçını tribünden izlemeside bu haberlerin doğruluğunun bir göstergesiydi.Schuster bugüne kadar 4-1-4-1 ve 4-3-3 -maç içinda zaman zaman 4-2-3-1'e dönen- sistemleriyle oynattı takımı.Her iki sistemde de önlibero olarak oynattığı Ernst orta saha çizgisini duran toplar dışında geçmeyen,savunmadan ilk topları alıp orta alandaki arkadaşlarıyla buluşturan,bir nevi savunma ile orta alan arasında köprü görevi gören bir yapıdaydı.Ernst dışında sözleşmesi buzdolabında olan Fink'ten başkada takımda bu görevi yapacak oyuncu yoktu.Ernst'in sezon başından beri tüm maçlarda forma giymesi,tüm oyuncuların dinlendirilmesine rağmen -Quaresma hariç- onun dinlendirilememesi bu yüzdendi.İşte o bölgede Aurelio müthiş bir alternatif oluşturacak.Hatta eski temposunu bulursa Ernst'i gözün kapalı kesebilirsin.Çünkü Aurelio,Schuster'in oyuna sürekli hükmeden,topa sahip olmayı tercih eden,pasa dayalı futbolunda teknik vasıfları ve pas yeteneğiyle Ernst'ten daha çok iş görür.Ayrıca zorluk derecesi yüksek -Avrupa ve derbiler- maçlarda ikisinide görebiliriz sahada.Futbol kamuoyunda Aurelio transferi ile birlikte bir Necip endişesi baş göstermiş durumda.Aurelio Ersnt'ten başka alternatifin olmadığı önlibero bölgesi için transfer edilmiş bir isim.Schuster bugüne kadar Necip'i hiçbir maçta önlibero olarak kullanmadı.4-1-4-1 sisteminde zaten tek önlibero Ernst onun önünde Delgado ya da Guti oynadı.4-3-3 sisteminde ise Necip'i orta sahanın ortası ve iç adamı olarak kullandı sürekli.Yani Schuster'in 4-3-3 sisteminde Aurelio,Necip'in rakibi değildir.Necip'in rakibi sağ iç bölgesi için Uğur İnceman,Tabata,Onur'dur.Uğur zaten 18'e dahi giremiyor.Tabata bu bölge için içerideki kolay maçlarda düşünülecektir.Onur ise tecrübesiz.Yani 4-3-3 sisteminde Guti'nin sol içteki yeri nasıl garanti ise Necip'in de sağ içteki yeri o derece garantidir bana göre.Kaldı ki Schuster'in felsefesinde rotasyon çok önemli bir yer teşkil ediyor.Bir anda sürekli oynayan Zapo-Bobo 18 dışında kalabiliyor.Bir hafta kadroya almadığı Holosko-Hilbert diğer hafta 11'de yer bulabiliyor.Guti gibi bir oyuncu kulübede oturabiliyor.Bunların doğruluğu elbette tartışılır ancak Necip konusunda endişelerin yersiz olduğunu belirtmek için söylüyorum.Yani Aurelio transferinin Necip'in alacağı süreleri çok fazla etkileyeceği kanaatinde değilim.

Gelelim malum olaya.O dönem,tuttuğum takımda oynayan bir futbolcuya her anlamda en büyük rakiplerimden olan bir başka takımın futbolcusu tarafından yapılan hareketi onaylamam mümkün değildi tabi ki.Aurelio'ya o zaman küfürde etmişimdir,eleştiride de bulunmuşumdur.Ki bunu yapmayacak birisininde var olduğunu düşünmüyorum.Ancak ben bu olayı sonradan Beşiktaş'ta da oynamış olan A.Tandoğan'ın İ.Üzülmez'e attığı kafadan -elmacık kemiğini kırmıştı ve mahkemelik olmuşlardı- farklı görmüyorum.Yani ortada çok fazla hazmedilemeyecek bir durum yok.Çünkü Aurelio'nun yapmış olduğu hareket Türkiye'de başka örnekleri(!) olan hareketler gibi kulübe değil Ricardinho'nun şahsına yapılmış bir hareketti.Kaldı ki rahatlıkla -kesinlikle Aurelio'yu aklamak adına değil- Ricardinho'nun sorunlu bir futbolcu olduğu söyleyebilirim.Beşiktaş'ta ki icraatları dışında Brezilya'da 2006 yılında 100 futbolcu arasında yapılan ankette en nefret edilen futbolcu seçildiğinide belirtelim.Ricardinho'nun bu sorunlu hali,Aurelio'nun bu olay dışındaki sabıkasının olmaması,Türk milli takım formasıda dahil oynadığı her takımda terinin son damlasına kadar mücadele etmesi ve iyi halide göz önünde bulundurularak benim vicdan mahkememden çok daha öncelerde beraat etmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder