26 Ağustos 2010 Perşembe

Necip varsa... : Helsinki 0 - 4 Beşiktaş

Maça çıkan kadro Beşiktaş'ın şartlar dahilinde ideal diyebileceğimiz kadrosuydu.Bu kadroya İsmail'in yerine İbrahim Üzülmez ve iyileştiğinde İbrahim Toraman girer.Helsinki'de ise kuralar belli olduğundan bu yana çekindiğim tek oyuncu Medo'nun ilk maçtaki gibi transferi sebebiyle bu maçtada oynamaması Beşiktaş adına şans sayılabilecek bir hadiseydi.

İlk maçta alınan skorun getirdiği avantajla Beşiktaşlı oyuncuların oyuna konsantre olmakta zorlanacakları kanaatindeydim.Maçın başında gelen golle bu hissiyatım dahada güçlendi.Nitekim maç boyunca özellikle savunmada aşırı rahatlıktan dolayı birçok pozisyon verildi rakibe.Ancak bu rehavete rağmen orta alanda ki üçlü -Ernst,Necip,Guti- bu takım böyle oynamalı diye bas bas bağırdı.Guti oyunda olduğu zaman pas trafiği son derece doğru işliyor.Oyuncular sıkıştığı zaman onu görebiliyor ve oda attığı paslarla oyunu açabiliyor,rakibi oyundan düşürebiliyor.Lakin bugün Buca ve ilk Helsinki maçındaki kadar girmedi oyuna.Özellikle ilk yarı top almaktan kaçar gibiydi.Fizik olarakta istenilen seviyede olmadığı aşikar.Necip'in orta alanda ne kadar önemli işler yaptığına bugün bir kez daha şahit olduk.Çok koşarak ve birçok kritik top kaparak Ernst'in yükünü hafifletmesi,Guti'nin kaybolduğu anlarda sorumluluk alıp üçüncü bölgeye top taşıması,orta sahayı tam manasıyla doldurması ve skorada katkısıyla Aurelio'ya da "ben varım" dedi.Ernst'in bu sene "çok iyiydi" dediğimiz üç maçı var.Buca maçı,İnönü'de oynanan Plzen maçı ve bugün oynanan maç.Üçünde de Neciple beraber oynamış olmasının tesadüf olmadığı alenen ortada.Bir İBB maçının sonunda ekrana gelen kanter içinde kalmış,çaresiz Ernst siluetini gözünüzün önüne getirin birde bu maçın son dakikalarında gayet rahat bir şekilde dripling yapan Ernst görüntüsünü.O zaman Schuster'in 11'i sayarken ağzından Necip isminin çıktığı anda Ernst'in nasıl derin bir "ohhh" çektiğini anlayabilirsiniz.Beşiktaş'ın bu üçlü sayesinde bugün topa daha çok sahip olmasını,oyunun kontrolünü elden bırakmamasını bekliyordum ama hem başta bahsettiğimiz konsantrasyon eksikliği,hem alışık olunmayan suni çim saha hemde rakibin "bari gol atalım" diyerek tüm gücünü sahaya yansıtması nedeniyle bunu mazur görebilirim.Geçelim ileri üçlüye; Hilbert yine tüm çalışkanlığıyla savunma adına elinden geleni yaptı.Ancak yine yaratıcılık konusunda zayıf kaldı.Zaten dripling ve ortaları yeterince etkili değil.Kenar forvet olarak yaratıcılık anlamında gol noktalarına yapacağı doğru koşularla var olabilecek bir oyuncu.İBB maçında ve bu maçta bunuda yapamadı.Quaresma'ya laf söyleyen çarpılır.Bir kanat oyuncusundan bulunması gereken tüm özelliklere sahip.Driplingleri ve ortaları çok etkili.Sıfıra inebiliyor,içe katedebiliyor.Sağ-sol,iç-dış-üst her türlü şut atabiliyor.Daha doğrusu gol atabiliyor.Beşiktaş için büyük bir nimet Quaresma.Bobo bugün daha çabuk davranması gereken pozisyonlarda ağır kalarak atacağı gol ya da gollerden oldu.Ama daha sonra Guti'ye duvar olarak golü attırdı.Bobo bunları daha çok yapmalı.Sırtı dönük oynayabilecek,arkadaşlarını oyuna sokabilecek fiziğe ve tekniğe sahip.Ama Bobo bu tip bir forvet olmayı bir türlü sevemedi.O sürekli gezmek,sağa sola deplase olup top almak istiyor.Ama Schuster'in sistemi bir ceza sahası golcüsü gerektiriyor.Genel manada hücumun son derece yeterli olduğunu söyleyebiliriz.Takıma birde "direk" oynayacak düzeyde bir forvet geldiğini düşündüğümüzde gol bulma konusunda sıkıntı olmaz.

Savunmada bu maçta dikkat çeken en önemli konu Erhan'ın yerine Ekrem'in oynamasıydı.Ekrem zaten özellikleri itibariyle hücumsal açıdan Erhan'dan daha iyi bir oyuncu.Bugünde Helsinki'nin sahadaki en etkili oyuncusu Bah'ı iyi kontrol ederek savunmada da kötü olmadığını gösterdi.Birçok kritik müdahalede bulundu ve kritik kademeler yaptı.İsmail'in gelişim kaydedememesini hayretle izliyorum.Teknik açıdan dolayısıylada hücum olarak iyi ama savunmada bu kadar kötü olmaması gerekiyor.Bugün Helsinki'nin tehlikeli ataklarının birçoğu onun kanadından gerçekleşti.Yer tutmada sıkıntı yaşadığı gibi birebirde de kolay çalım yiyor.Allah'tan çabuk ve çevik bir oyuncu.Yoksa hiç çekilmezdi.Quaresma'nın yardımınında neredeyse "sıfır" olduğunu göz önünde bulundurmak gerektiğini belirterek gönlünü alalım İsmail'in.Ferrari-Zapo ikiliside geçer not alamadı bugün.Zapo biraz daha iyiydi ama yeterli değildi.Yazının başında söylediğim gibi rehavete bağlıyorum bunu.Bu sayede Cenk'in müthiş kurtarışlarını izlemiş olduk diyerekten bardağın dolu tarafına bakıyorum.Önde kurulan savunmanın çok daha dikkatli olması,yerleşmede kusursuza en yakın şekilde performans göstermesi gerektiğini söyleyerek ve kurada şansın yüzümüze gülmesi dileğiyle yazıyı bitirelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder